08 March 2010

Yaman: Ozalla konuşma.

- Selam, Ozal. Nasılsın?

- Selam, herif. İyim, sen nasılsın?

- Ben de iyim. Dün işten geç geldim. İstanbul gençlerinin yarısı bizim barımıza gelmişler gibi ya.

- Niçin? Özel bir gün mi idi?

- Hayır, hiç özel bir şey olmadı ki. Benim üstümdeki apartmana yeni taşınan kızı gördün mü?

- Aaa... hatırlıyorum, uzun boylu sarışın kadın mı?

- Evet, çok qüzel bir kız.

- Nereli o?

- Amerikadan türkçe öğrenmek için gelmiş.

- Aaa... Tanıştın mı onunla?

- Tabi!

- Nasıl? Ne diyor?

- Beni apartmanda görmüş ve bara geldiği zaman hatırladı.

- Vay be! Ne şans!

- Evet, yarın sinemaya götüreceğim...

- Vay vay, burda daha Amerikalı kız arkadaşları var mı?

- Bilmiyorum, soracağım bügün.

- Tamam, bana haber verç

- Tamam, cebini söndürme.

No comments: